İngiltere Metropolitan Polis Teşkilatı (MET), dün Waltham Forest ve Finchley bölgelerinde iki büyük ırkçılık karşıtı protesto düzenlendiğini ve insanların çoğunun şartlara uygun şekilde davrandığını belirtti. Açıklamada, 3 kız çocuğunun öldürülmesi ve saldırganın Müslüman olduğu söylentilerinin sosyal medyada yayılmasıyla başlayan protestolar kapsamında 1300 ek polisin görevlendirildiği ifade edildi. İngiltere Ulusal Polis Şefleri Konseyi (NPCC) Baş Komiseri Gavin Stephens, şiddet eylemleri kapsamında 428 kişinin gözaltına alındığını ve bu sayının artacağının altını çizdi.
“BEŞ YIL HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILABİLİRSİNİZ”
Stephens açıklamasında, “Eğer bu haydutça davranışı sergilerseniz, bunun beraberinde getireceği sonuçları bilmeniz gerekir ve bu sizi doğrudan etkileyecektir. Şiddet içeren düzensizlikle suçlanırsanız, beş yıl hapis cezasına çarptırılabilirsiniz. Ayrıca size kalabalığın içinde kimsenin görünmez olmadığını hatırlatmak isterim. Ülke çapındaki memurlar istihbarat, güvenlik kamerası görüntüleri, vücuda takılan kameraları inceliyor ve bunu yapmaya devam edecekler. Şimdi gözaltına alınmazsanız, gelecekte alınacaksınız. Bu şiddete katılmayı planlıyorsanız, bir kez daha düşünmenizi rica ediyoruz. Geleceğinizi düşünün. Kendinizi bir polis minibüsünün arkasında ve hücrelerde bulmak istemezsiniz. Yanlış yönlendirilmiş bir delilik anının hayatınızın geri kalanını mahvetmesine izin vermeyin” dedi.
Durham polisi eylemlerle iligli olarak 18 yaşında bir kişinin polis arabasına taş attığı görüntüleri yayınladı. Açıklamada, gözaltına alınan Cole Stewart'ın çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı belirtildi.
DİN ÖNDERLERİ ORTAK AÇIKLAMA YAYINLADI
İngiltere’deki Hristiyan, Müslüman ve Yahudi din önderleri bir araya gelerek şiddet eylemlerini kınayan ortak açıklama yayınladı. Baş Haham Ephraim Mirvis, Canterbury Başpiskoposu Justin Welby, İmam Dr. Sayed Razawi ve İmam Kari Asim yaptıkları açıklamada, “Günlerdir küçük bir azınlığın ülke genelindeki kasaba ve şehirlere nefret, şiddet ve vandalizm getirdiğini dehşet içinde izledik. Müslüman karşıtı nefret ve camilerin hedef alınmasını; sığınmacı ve mültecilerin saldırıya uğramasını; polise ve özel mülke yönelik şiddeti gördük; bunların hepsi ulusal ahlaki vicdanımızda bir lekedir. Her İngiliz vatandaşının saygı görme hakkı ve başkalarına saygı gösterme sorumluluğu vardır, böylece hep birlikte herkes için uyumlu ve bütünleşik bir toplum inşa edebiliriz. İnanç önderleri olarak, hasarı onarmak ve mahallelerini eski haline getirmek için öne çıkan birçok insanı selamlıyoruz. Göç ve toplumsal uyum konusunda yapıcı ve şefkatli bir diyalog için hükümet ve toplumun tüm kesimleriyle birlikte çalışma sözü veriyoruz” dedi.