IAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün Japonya Başbakanı Fumio Kishida'ya, Japonya'nın Fukushima Daiichi santralinden arıtılmış suyu denize bırakma planına ilişkin IAEA'nın bağımsız güvenlik incelemesinin sonuçlarını içeren raporu verdim. Bu kapsamlı rapor, uluslararası toplum için arıtılmış su salınımının bilimsel yönünü açıklığa kavuşturmakta ve güvenlikle ilgili olarak ortaya atılan teknik soruları yanıtlamaktadır. Fukushima Daiichi Elektrik Santralinde depolanan arıtılmış suyun serbest bırakılması Japonya Hükümeti tarafından alınan ulusal bir karardır ve bu rapor ne bir tavsiye ne de bu politikanın onaylanması anlamına gelmektedir. IAEA olarak tahliye aşaması sırasında ve sonrasında tarafsız, bağımsız ve objektif güvenlik incelememize devam edeceğiz. Sahada sürekli olarak bulunacağız ve web sitemizde canlı çevrimiçi izleme sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
IAEA tarafından 30 Haziran’da yapılan açıklamada, Grossi’nin 4-7 Temmuz tarihleri arasında Japonya'nın Fukushima Daiichi santralindeki arıtılmış suyu denize bırakma planına ilişkin güvenlik incelemesinin kapsamlı bulgularını sunmak üzere Japonya’yı ziyaret edeceği ve üst düzey Japon yetkililerle bir araya geleceği duyurulmuştu. Açıklamaya göre, 2021 yılının başlarında Japonya, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) olarak bilinen filtreleme sistemiyle arıtılan suyun denize boşaltılmasına ilişkin Temel Politikasını açıklamış ve ajanstan planın güvenliğini gözden geçirmesini talep etmişti. Son iki yılda IAEA, uluslararası güvenlik standartlarına göre teknik, düzenleyici ve bağımsız örnekleme ve analiz olmak üzere üç başlık altında kapsamlı ve tarafsız bir güvenlik incelemesi yürüttü.
ALPS NEDİR?
IAEA’nın sitesinde yer alan bilgilere göre, 2011'deki deprem ve tsunami sonrası hasar gören Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’ndeki erimiş yakıt ve yakıt kalıntılarını sürekli olarak soğutmak için suya ihtiyaç duyulmakta. Bu amaçla pompalanan suya ek olarak, yeraltı suyu da çevredeki ortamdan sahaya sızmakta ve yağmur suyu hasarlı reaktör ve türbin binalarına düşmekte. Su erimiş yakıt, yakıt kalıntıları ve diğer radyoaktif maddelerle temas ettiğinde kirlenir. Kirlenmiş su daha sonra depolanmadan önce radyoaktivitenin çoğunu gidermek için Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) olarak bilinen bir filtreleme işleminden geçirilir. ALPS, kirlenmiş sudan 62 radyonüklidi uzaklaştırmak için bir dizi kimyasal reaksiyon kullanan bir pompalama ve filtreleme sistemidir. Ancak ALPS, trityumu kirlenmiş sudan uzaklaştıramamaktadır.
TRİTYUM NEDEN KİRLENMİŞ SUDAN ÇIKARILAMIYOR?
Trityumlu suyu sudan ayırmak teknik olarak çok zordur. Trityum bir hidrojen izotopudur ve trityum içeren su, sıradan hidrojen içeren su ile neredeyse aynı kimyasal özelliklere sahiptir. Örneğin nükleer füzyon tesislerinde olduğu gibi, trityum az miktarda suda yüksek oranda yoğunlaştığında onu geri kazanabilecek teknolojiler mevcuttur. Ancak, Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde depolanan su, büyük bir su hacminde düşük bir trityum konsantrasyonuna sahiptir ve bu nedenle mevcut teknolojiler uygulanabilir değildir.
Şu anda Fukushima Daiichi Nükleer Santrali’nde üretilen kirlenmiş su arıtılmakta ve özel olarak hazırlanmış tanklarda sahada depolanmaktadır. Santral işletmecisi TEPCO, Fukushima Daiichi Nükleer Santral sahasında yaklaşık 1,3 milyon metreküp arıtılmış suyu tutmak için bu tanklardan yaklaşık 1000 tane kurmuştur (2 Haziran 2022 itibariyle). 2011 yılından bu yana depolanan su hacmi istikrarlı bir şekilde artmıştır ve bu suyu depolamak için mevcut tank alanı tam kapasiteye yaklaşmaktadır. Kirlenmiş suyun üretilme hızını önemli ölçüde azaltmak için iyileştirmeler yapılmış olsa da TEPCO, sahanın hizmetten çıkarılmasının devam etmesini sağlamaya yardımcı olmak için uzun vadeli bir bertaraf çözümüne ihtiyaç olduğunu belirlemiştir. Nisan 2021'de Japonya Hükümeti, ALPS ile arıtılmış suyun, yerel düzenleyici onaya tabi olarak yaklaşık 2 yıl içinde başlatılacak denize kontrollü boşaltım yoluyla bertaraf edilmesine yönelik bir yönergeyi özetleyen Temel Politikasını yayınladı.