CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısına katılmak için öğle saatlerinde TBMM'ye geldi. Burada partisinin milletvekilleri tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, Meclis'teki makamında partisinin önceki dönem genel başkanları Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın ile görüştü. Daha sonra grup toplantısına geçen Kılıçdaroğlu, bu coğrafyada herkesin huzur içinde yaşamasını istediğini belirterek, "Ülkeden bereketin fışkırmasını isterim. Dostluğun kadim olmasını isterim. Tanımasak bile birbirimize yürekten selam vermemizi isterim. Yeni bir başlangıç için beraber ve birlikte bütün sıkıntıları aşalım istiyorum ve biz bunları yaptığımız zaman o güzel, o görkemli, o şahane Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Bundan emin olmanızı isterim" dedi.
'BAY KEMAL'İN YOL ARKADAŞLIĞI IZDIRAPLIDIR'
Bugün grup kürsüsüne veda etmek için salonda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ne yalan söyleyeyim; bu satırları kaleme almak benim için de hiç kolay olmadı. Tüm yaşanmışlıklarımızı arkada bırakarak bu kürsüye veda etmek pek de kolay olmuyor. Bu salon, bu kürsü aslında benim evim. Sizler de benim yol arkadaşlarımsınız. Size son kez bu kürsüden bakmak istiyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bilirim sarayın yol arkadaşı olmak kolaydır; orada para, pul, şan, şöhret, güç, kibir vardır. Nefse teslim olmak vardır. Haram, günah vardır. Zulüm kokar sarayın koridorları. Bay Kemal'in yol arkadaşı olmak ise kolay değil, zordur. Bay Kemal'in yol arkadaşlığı ızdıraplıdır. Uzun ve ince bir yoldur, tehlikelerle doludur. Başınıza her şey gelebilir. Her sabah 'ya nasip' diyerek ailelerinizden ayrılırsınız. Parası, pulu yoktur. Başına her şey gelmiştir, hakkında her şey yapılmıştır" diye konuştu.
'HAKKINIZI HELAL EDİN'
Kendisiyle birlikte yürümeye karar veren seçmenlerini asla unutmayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Sizin bu tercihinizi unutmayıp yüreğime yazdım, bunu hafızanızın bir yerinde tutun. Bay Kemal'in sizler gibi gerçek dostları vardır. Siz hak, dost bilirsiniz. Bay Kemal ile yürümek akıldan öte bir yürek işidir. O büyük yürek de sizde var. Bay Kemal'in şansı da sizin kocaman yüreğiniz. Başınızı hep dik tuttunuz. Karanlığın üzerinizi kaplamasına asla izin vermediniz ve bugün zalimlerin tahtlarını yıkmaya çok yakınız, buna inanın. Sizin gibi yol arkadaşlarım olduğu için onur, gurur duyuyorum. Allah hepinizden razı olsun, hakkınızı helal edin. Bakmayın siz; o saraylıların her şeyi varmış gibi görünüyor ama aslında hiçbir şeyleri yok. Bizim ise her şeyimiz var. Kalbimiz var, mazlumlar için atan kocaman bir yüreğimiz var. Bu kürsü yıllarca o mazlumların acı feryatlarının duyulduğu kürsüdür. Bu mikrofon da onların acılarının geniş kitlelere aktarıldığı mikrofondur. Bu kürsüde insanlarımızın onuru ve demokrasimizin kaderi adına son kez konuşuyorum. Umutluyum dostlar, gerçekten umutluyum" ifadelerini kullandı.
'AKŞENER'İN ARADA ÜLKÜCÜ DAMARI TUTAR'
Ardından Millet İttifakı'nın liderlerine teşekkür eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de herkesin yenilenmiş gibi uyanacağı bir dünyayı hayal ettiğini belirterek, "Yelkenlerimizi hareket ettirecek rüzgarları düşünüyorum. Bize doğru uçan o özgür kuşları düşünüyorum. Bu deliliği hep birlikte yapacağız dostlarım. İYİ Parti'nin Sayın Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte yapacağız bu deliliği. Çünkü Meral Hanım, merttir. Büyük mücadeleler veriyor ve bu bilinsin istiyorum. Ana kucağını da çok iyi bilir, yeri geldiğinde masaya yumruk vurmasını da çok iyi bilir. Ona müteşekkir olduğumu bütün dostlarımın bilmesini isterim. Bazı insanlar ilk görüş ayrılığında; bilakis kendisini hiç tanımayan bazı insanlar söylenmemesi gereken şeyleri söylediler. Vallahi de hiç tanımamışsınız, tanıyın. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; 'Hani gerekirse yumruğunu masaya vurur' diyorum ya... Bir de arada bir ülkücü damarı da tutar, bunu da gayet iyi biliyorum. Saadet Partisi'nin Sayın Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile bitireceğiz, Temel Bey bilgedir, cesurdur. Yüreği cesaretle dolu olanın yolu hep aydınlık olur. Bu bilge, Türkiye'nin yolunu aydınlatmaya devam ediyor. O hepimizin iyi tanıması gereken önemli bir siyasal aktördür ve bir bilgedir. Gelecek Partisi'nin Sayın Genel Başkanı Davutoğlu ile bitireceğiz bu deliliği. Ahmet Bey'in gerçekten de güçlü bir entelektüel birikimi var. O bu süreci toparlayanların başında gelir. Yeniden yolumuza döndük, günlerdir uyumuyor bu lider. Bilin istiyorum; onu yakından tanıyın. O da çorbada tuzu olan çok değerli bir insan. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile bitireceğiz. Bu genç liderle Türkiye'nin perişanlığına son vereceğiz. Onunla da bu ülke için alın terini beraber dökeceğiz. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Bey ile de bu deliliğe son vereceğiz. Menderes ve Demirel'in gençliği vardır onun yüzünde de yüreğinde de. Yürür karanlığın üstüne. Bilin istiyorum; yürekli, cesur ve genç bir liderdir" dedi.
'EVLADIM EKREM, DOSTUM MANSURDUR
Ayrıca Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu işaret eden Kılıçdaroğlu, "Ve iki kişi daha var. O iki kişiyi siz de gayet iyi ve yakından tanıyorsunuz. Burada söylemiştim ve tam karşımda oturuyordu, 'Evladım, Ekrem İmamoğlu' demiştim. O da yanımda olacak. Yıllardır çokça omuz omuza verdiğimiz, birbirimizi koruyup kolladığımız, en zor zamanlarda birbirimizden güç aldığımız dostum Mansur Yavaş, o da buradadır" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, büyük lokma yiyeceklerini ancak büyük laf söylemeyeceklerini de vurgulayarak, "Dostlarım bilsin ki öleceksek, bu vatana olan aşkımızdan öleceğiz. Bir gün tüm bunlar geçecek, şafak tatlı bir gülümseme ile dolacak. Birbirimize bakacak, kucaklayacak, başardık diyeceğiz. Ve gerçekten başardık. Hakkınızı helal edin dostlarım, haydi bismillah" ifadelerini kullandı.
'HALKIN SİYASETÇİYE GÜVENMESİ LAZIM'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısının ardından Meclis'teki makamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çok büyük sorunları olduğunu belirterek, "Yönetime talip olmak, sorunların çözümüne de talip olmak demektir. İyi bir çaba, iyi bir emekle sorunların tümü çözülebilir. Güven vermek gerekiyor. Toplum çok ayrıştı, bu atmosferden çıkarmak gerekiyor. Karşılıklı güveni inşa etmek gerekiyor. Siyaset kurumu ile vatandaş arasında güvensizlik oluşmuş, belli bir zamanda dilimi içinde onun da kalkması lazım. Siyasetçinin halkına, halkın da siyasetçiye güvenmesi lazım. Etik değerleri güçlü olan bir siyaset anlayışının, ahlaki değerleri güçlü olan bir siyaset anlayışının Türkiye'ye gelmesi gerekiyor" diye konuştu.
'TARTIŞMA OLMAYAN YERDE HAYAT OLMAZ'
Kılıçdaroğlu, son günlerde ‘Millet İttifakı'nda yaşanan gelişmelerle ilgili de "Elbette ki tartışmalar doğaldır. Tartışma olmayan bir yerde hayat olmaz. Tartışmalar olacak. Bütün mesele tartışmalardan sonra tokalaşmasını bilmektir. Sorunu çözüyorsanız bir sorun kalmıyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, bundan sonraki yol haritasının nasıl olacağına ilişkin ise "Önce 4'üncü kez deprem bölgesine gideceğim. Arkadaşlarım planlıyorlar. Oraya gitmek isterim. Sorunlar var mı? Varsa nedir? Çünkü her aşamada sorunun türü değişiyor. Başlangıçta insanlar, 'Acaba enkaz altından bir yakınımızı kurtarabilir miyiz?' diyor. Sonra oradan çıkınca 'Nerede kalacağız?'. Çadır sorunu, su sorunu, yer sorunu. Daha sonra kadınların kendine özgü, erkeklerin kendine özgü sorunları var. Hala koşullar çok iyi değil. Koşulların bir an önce iyileştirilmesi lazım. Onlara bakmak gerekiyor. Sonuçta depremzedelerin sorunlarının dillendirildiği bir ortam olması gerekiyor. Benim görevim de o sorunları dillendirmek. Siyasal iktidarın görevi de o sorunlara çözüm üretmek ama şu ana kadar sağlıklı bir çözümün üretildiğini görmüyoruz biz. Çadırdan tutun müdahaleye kadar pek çok alanda sorun var. Bir eş güdüm eksikliği var, koordinasyon yok" diye konuştu.
'YIKILAN BİNANIN SORUMLUSU VATANDAŞ DEĞİL'
Kılıçdaroğlu, deprem bölgesine yönelik projesi olup olmadığına ilişkin soru üzerine "Var tabi. Biz 3 ayrı toplantı yaptık. Hem fay hatları hem deprem konusunda uzmanları dinledik. Hepsi farklı bir pencereden bakıyor ama bir bütünün parçası. Mesela; benim şahsi kanaatim evleri yıkılan hiç kimseden beş kuruş istemeye kimsenin hakkı yok. Yeniden yapılacak ve bu binaların onlara teslim edilmesi lazım. Çünkü binanın yapımına izin veren kamu, denetleyen kamu, kat iznini veren; suyu, elektriği, doğal gazı bağlayan kamu, depreme dayanıklı olduğuna dair raporu veren kamu. O zaman yıkıldıysa sorumlusu vatandaş değil ki. Bütün yetkiler onlara ait. Baroların da bu konuda adım atması lazım" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Deprem bölgesinde seçimin sağlıklı gerçekleştirilemeyeceğine dair bir endişeniz var mı?" sorusuna da "Hayır, sandık güvenliği sağlanır orada. Her partinin temsilcisi olacak. Bir endişe taşımıyoruz" diye yanıt verdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, basın mensubunun sorusu üzerine 'Cumhur İttifakı' üyelerinden tebrik telefonu almadığını da söyledi.