Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Öncelikle bu sabaha karşı Kuzey Marmara Otoyolu Sakarya mevkisinde meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden 10 insanımıza Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Yaralanan 59 vatandaşımızın hastanelere sevki yapılmış, tedavilerine süratle başlanmıştır. Kaza ile ilgili soruşturma Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından titizlikle yürütülmektedir. Sis, kar, gizli buzlanma, yağmur gibi yol ve sürüş güvenliğini tehdit eden kış mevsiminde sürücülerimizi daha dikkatli olmaya, trafik kurallarına daha fazla riayet etmeye çağırıyorum. Yüreklere acı salmamak için lütfen hep birlikte daha sorumlu davranalım" dedi.
'MUHTAR, PİRAMİDİN TEMELİDİR'
Erdoğan, Muhtarlar Toplantısı'nın 53’üncüsünün yapıldığını, 2015 yılı Şubat ayından bu yana 10 binlerce muhtar ile kucaklaştıkları toplantılar yaptıklarını söyleyerek, "Ülkemizde muhtarlarımız ile bu derece yakın ve hasbi ilişki kuran bir başka Cumhurbaşkanı, başbakan, siyasetçi bulamazsınız. Peki niçin muhtarlarla bu kadar sık ve yakın irtibat halindeyiz? Çünkü muhtar, bu ülkenin yönetim sistemi piramidinin temelidir. En geniş ağının temsilcisidir. Aynı sistemin en üst temsilcisi olarak muhtarlarımızla sırt sırta verdiğimizde hem milletimizin nabzını en iyi şekilde tutacağımızı, hem 85 milyonun her bir ferdine ulaşabileceğimizi, hem de ülkenin gerçek fotoğrafını görme imkanı bulabileceğimizi biliyoruz. Sağ olsunlar muhtarlarımız da bu konuda bize her türlü desteği veriyor, her türlü katkıyı sağlıyor. Biz de 2002'den itibaren demokrasimizin uç beyleri olarak gördüğümüz muhtarlarımızı her alanda destekledik. İçişleri Bakanlığımız bünyesinde bir Muhtarlar Daire Başkanlığı kurduk. Aynı şekilde büyükşehir belediyelerinde Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlıkları diğer belediyelerde de Muhtarlık İşleri Müdürlükleri ihdas ettik. Muhtarlık Bilgi Sistemiyle, devlet ile muhtar ve vatandaş arasında işleyen bir kanal oluşturduk. Muhtarlarımızın maaşlarını, sigorta primlerini ve diğer özlük haklarını yaptıkları işle mütenasip seviyeye getirdik" diye konuştu.
‘MUHTARLARIMIZ HEM KIRSALDA HEM ŞEHİRDE GEREKLİDİR’
Erdoğan, afet sonrası yapılan ayni yardımların dağıtım sistemine de muhtarların dahil edildiğini aktararak şöyle konuştu:
"İnşallah önümüzdeki dönemde bu hizmetleri çok daha ileriye taşıyacağız ve bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Muhtarlık kurumu, bizim idari sistemimize mahsus bir yapıdır. Belediye başkanlığı, kaymakamlık, valilik gibi üst müesseselerle vatandaşlarımız arasındaki bağın sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını muhtarlıklarımız temin ediyor. Tabii gelişen teknoloji ve idari sistemimizin kendini buna göre yenilemesi ister istemez muhtarlık kurumunun da yeniden ele alınmasını gerektiriyor. Muhtarlık kurumunun lav edilmesi ile ilgili zaman zaman gündeme getirilen önerilere katılmıyoruz. Güvenlikten sosyal desteklerin adaletli dağıtımına kadar pek çok vazife üstlenen muhtarlıklarımız hem şehirde hem kırsalda gereklidir. Ancak teknolojideki ve idari sistemimizdeki gelişmeler göz önünde bulundurularak muhtarlıklarımızın işlevlerinin yeniden düzenlenmesi, daha etkin hale getirilmesi, elbette düşünülebilir. Muhtar hizmet binalarının gereken altyapı ile donatılmasıyla bu dönüşüm kolayca gerçekleştirilebilir. Devletin 8-10 haneli en küçük köyünden kimi şehirlerimizde 10 binlerce nüfusu barındıran mahallelerine kadar ülkemizin her köşesindeki 50 bin gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olan muhtarlarımızla aramıza kimseyi sokmayacağımızı defalarca söyledik. Bir kez daha tekrar ediyorum; muhtarlarımız köylerinde, mahallelerinde bizim temsilcilerimizdir. Onları kimseye ezdirmeyiz. Kimseye istismar ettirmeyiz."
'MUHTARLIKLARIMIZIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINI GÜNDEME ALALIM'
Erdoğan, "Buradan İçişleri Bakanımıza talimat veriyorum; muhtarlıklarımızın günümüz şartlarına ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmaları mutlaka gündeme alalım. Vatandaşlarımızın, muhtarlarımızın, belediye başkanlarımızın, kaymakamlarımızın ve valilerimizin gerekiyorsa diğer bakanlıklarımızın görüşlerini almak suretiyle çalışmayı süratle tekemmül ettirelim. Yetişirse meclis tatile girmeden yetişmezse önümüzdeki yasama yılında inşallah bu meseleyi çözüme kavuşturmayı arzu ediyoruz. Böylece muhtarlıklarımızın da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin dinamik yapısına uygun şekilde milletimize daha iyi, daha kaliteli hizmet verebilmesini sağlamayı hedefliyoruz. Malum olduğu üzere biz buralara ‘muhtar bile olamaz’ manşetlerini çiğneyerek geldik. Bizi namertlere değil, muhtarlarımıza sorun" ifadelerini kullandı.
'İSTİKLAL MÜCADELEMİZ HİÇ BİTMEDİ'
Erdoğan, Türkiye'nin dünyanın en kadim devletlerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Malazgirt‘ten beri bayrağımızı dalgalandırdığımız bu topraklar insanlığın en eski ve gözde yerleşim yeri olması sebebiyle gözlerin hep üzerinde olduğu bir coğrafyadır. Böyle bir coğrafyada bin yıldır bayrak dalgalandırmanın elbette bir bedeli var. Ecdadımız bu bedeli kanıyla, canıyla, emeğiyle, mücadelesiyle vererek istiklalini korudu, istikbalini açık tuttu. ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğurunda ölen varsa vatandır.’ Son 1,5 asrımız bu bakımdan epeyce zorlu geçti. Çanakkale’den Sarıkamış’a, Kutül Amare’den milli mücadeleye kadar gerçekten çok büyük fedakarlıklarla yürüttüğümüz bir sürecin ardından Cumhuriyetimizle yeni bir dönemin kapılarını açtık. Cumhuriyet tarihi boyunca da istiklal ve istiklal mücadelemiz hiç bitmedi. Her dönem bir başka senaryoyla, bir başka görünümle karşımıza çıkan düşmanlarımız son 40 yıldır PKK ve uzantıları eliyle aynı sinsi ve hain emelin peşinde koşuyor. Amaç milletimizi tüm tarihi, birikimi, değerleri ve varlığıyla bunu topraklardan hatta mümkünse dünya üzerinden kazıyıp atmaktır" dedi.
‘BU COĞRAFYADA YAŞAMANIN BEDELİNİ HER GÜN ÖDEDİK’
Erdoğan, Türkiye düşmanlarının bugüne kadar emellerine ulaşamadıklarını ama bundan asla da vazgeçmediklerini ifade ederek, "Biz de ülkenin yönetimini üstlendiğimiz son 21 yıldır devletimiz ve milletimiz adına bu coğrafyada yaşamanın bedelini neredeyse her gün ödedik, ödüyoruz. Asıl mesele ülke içinde birilerinin hala Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada neye tekabül ettiğinin farkına varamamış veya farkındaysa bile kabul edememiş olmasıdır. Dış politikadan terörle mücadeleye ve yatırımlara kadar her konuda bu çarpıklığın tezahürleri ile karşılaşıyoruz. Ülkemizdeki siyasi ve sivil muhalefetin içler acısı hali bizi üzmekle birlikte biz milletimize olan yükümlülüklerimize bakıyor, onları hakkıyla yerine getirmenin çabasını güdüyoruz. Toprak bütünlüğümüze sahip çıkmak, devletimizin üniter yapısını korumak, milli birlik ve beraberliğimizi muhafaza ve müdafaa etmek, milli bekamızın teminatı olan da ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan tek devlet’ ilkesini her şart altında gözetmek bizim kırmızı çizgimizdir. Bunların yıpratılmasına kesinlikle fırsat veremeyiz, taviz veremeyiz. Buradan kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
’12 ŞEHİDİMİZİN ACISI MİLLETÇE HEPİMİZİN YÜREĞİNİ DAĞLADI’
Erdoğan, terörle mücadele operasyonlarının durmaksızın devam edeceğini bildirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önce kendi şehirlerimizde, kendi dağlarımızda, kendi karakollarımızda gerçekten içimizi acıtan, kalbimizi sıkıştıran alçak terör eylemlerine maruz kalıyorduk. Şimdi sınır ötesinde teröristleri kendi üstlerinde, kendi mağaralarında imha ediyoruz. Bugün sınırlarımız içinde terör bitme noktasına geldiyse bunun en önemli sebebi Irak ve Suriye sahasında yürüttüğümüz operasyonlardır. Elbette bu mücadelede zaman zaman şehitlerimiz de oluyor. Geçtiğimiz günlerde 2 ayrı çatışmada verdiğimiz 12 şehidimizin acısı milletçe hepimizin yüreğini dağladı. Bizim inancımız şehadet en yüce mertebedir. Şehitlik makamı, peygamberlere komşuluk makamıdır. Şehitlerimiz en büyük mükafatı Rabbimiz katında alacaklardır. Rabbim cümle şehitlerle birlikte 12 kahraman askerimizi de cenneti ile cemali ile müşerref eylesin diyorum. Bu topraklar için toprağa düşmüş şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Şehitlerimizin kanına asla yerde bırakmadık, bırakmıyoruz. 22 Aralık’tan beri icra edilen harekatlarda 59 terörist etkisiz hale getirildi’’
'TERÖR ÖRGÜTÜ İÇİN KRİTİK ÖNEMDEKİ 70 TESİS VURULDU'
Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Suriye’nin kuzeyindeki terör altyapısına ve ele başlarına yönelik son derece başarılı operasyonlar icra ettiğine değinerek, "Bu kapsamda terör örgütü için kritik önemde 70 tesis vuruldu. Bunların içinde adeta petrol rafinerileri var. Bunların hepsini vuruyoruz. Ve buralar günlerce yanıyor. Durmayacağız. Nerelerde bunlar için bu tür kaynaklar varsa işte onların bu kaynaklarını vurarak yok edeceğiz, yok ediyoruz. Ve bütün bunlarla beraber teröristler de bertaraf oluyor. Bu operasyonlarımızı son teröristte ülkemiz ve milletimiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarılıncaya kadar kararlılıkla devam edeceğiz. Burada şu hususu ifade etmek durumundayım; Kuzey Irak’taki operasyon bölgemiz coğrafi ve iklim şartları bakımından gerçekten çok zor bir yer. Teröristler işte bu zorluğu kullanarak 40 yıl boyunca ülkemiz topraklarına rahatça girip çıktılar. Eylemlerini yaptılar. Kan döktüler. Vahşet sergilediler. Irak ve Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz alanlarla biz terör örgütünün bu imkanını elinden aldık. Askerlerimizin operasyon yürüttüğü yerler öylesine zor şartlara sahip ki kalıcı üs bölgelerini hemen kurmak ve gelişmiş güvenlik sistemlerini çalışır hale getirmek mümkün olmuyor. Ama durmuyoruz. Yine üzerine üzerine gidiyoruz" diye konuştu.
'OPERASYONLARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ'
Erdoğan, Türkiye’nin son 6-7 yılının terörle mücadele tarihi açısından en başarılı ve en sonuç alıcı yıllar olarak tarihe geçtiğini belirterek, "Dünyadaki risk ve tehditlerin hiçbirine prim vermedik. Güvenlik ikliminin bozulduğu bir dönemde Türkiye yakın tarihinin en önemli terörle mücadele harekatlarını gerçekleştirmiştir. İşte gördünüz. 12 şehidimiz oldu; değil mi? Peki ardından ne oldu; 3 gün içinde 59 teröristi gömdük. Hatırlanacağı üzere 15 Temmuz’un hemen ardından ülkemizin terörle mücadele konseptinin değiştiğini, artık tehditlerle sınırlarımız içinde değil; kaynağında mücadele edeceğimizi tüm dünyaya ilan etmiştik. Güney sınırlarımız boyunca yeni konsepte uygun adımları atmış, teröristlerin başlarını inlerinde ezecek harekatlar başlatmıştık. Türkiye’yi güneyinden kuşatmayı hedefleyen emperyalist oyunu böylece bozmuştuk. Bugün de aynı anlayışla sınırlarımız ötesindeki operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Teröristlerin vatan topraklarını o necis ayaklarıyla kirletmesine müsaade etmiyoruz" dedi.