Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de 28'inci Dönem 2'nci Yasama Yılı Açılış Toplantısı'nda Genel Kurul'a hitap etti. Erdoğan, yeni yasama yılının ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, "14 ve 28 Mayıs seçimlerinde iradelerini sandığa özgürce yansıtarak demokrasimizin gücüne güç katan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. 28'inci dönem milletvekillerimizi bir kez daha tebrik ediyorum. TBMM'nin ilk başkanı, milli iradenin ilk kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anıyorum. Hangi ünvanla olursa olsun Türkiye'nin büyümesi, güçlenmesi için emek veren herkese teşekkür ediyorum. Vatan topraklarının müdafaası, devletimizin bekası uğrunda can veren şehitlerimizi yad ediyorum. Rabbi'm tüm şehitlerimizin mekanlarını cennet eylesin. Bu çatı altında ülkemize, milletimize hizmet verecek tüm milletvekillerimize başarılar diliyorum. Sizlerden milli ülkümüz olan 'Türkiye Yüzyılı'na yakışır fikri eserler bekliyoruz. Milli hazinemizin en büyük mirası burasıdır, bu yüce kurumdur. İlki milli mücadele, ikincisi 15 Temmuz olmak üzere iki kez gazilik payesiyle şereflenmiş olan TBMM'nin tüm parlamentolar içerisinde özel bir kurum olduğunu düşünüyorum" dedi.
'ANAYASANIN 2023 TÜRKİYE'SİNİ TAŞIYAMADIĞI AÇIKTIR'
Cumhuriyetin önünde katedecek epey yol olduğunu ve yapacak çok iş olduğunu belirten Erdoğan, "Kimsesizlerin kimsesi olarak anlatılan Türkiye Cumhuriyeti, 'Türkiye Yüzyılı'nda bu vasfına kavuşacaktır. Topyekun millet ve onun temsilcileri olarak, farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürerek sıkı sıkıya sarılmalıyız. Demokrasimizin eksiklerini tamamlayarak, bu anlamda atılacak adımların zeminini oluşturduk. Başbakan ve bakanların idam sehpasına gönderildiği dönemler geride kaldı. Hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı, bu bakımdan bir dönüm noktasıdır. Önümüzde yeni bir dönem ve fırsat var; yeni ve sivil bir anayasaya kavuşmaktır bu. Salondaki başkanlık kürsüsünün arkasında yazan, 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' sözünün hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. 41 yıllık tarihinde irili ufaklı değişiklikle yamalı bohçaya dönen anayasanın 2023 Türkiye'sini taşıyamadığı açıktır. Esasen yeni anayasa meselesi, 10 seneyi aşkın süredir ülke gündemindedir. Hatta yarım kalmış olsa da adımlar oldu. Cumhur İttifakı olarak 2021'de kendi hazırlıklarımızı yaptık. Ardından diğer siyasi partileri davet ettik ama davetimiz maalesef karşılık bulmadı. Sürekli darbe anayasasından şikayet edenler, iş somut adım atmaya gelince konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen ümidimizi kaybetmedik" diye konuştu.
'TÜRKİYE, TOPLUMUN UFKUNU AÇAN ANAYASAYI HAK EDİYOR'
Erdoğan, devletin ve milletin ortak geçmişini kuşatmayan anayasanın ülkeye fayda getirmeyeceğini belirterek, "Şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak tüm parti ve vekilleri, toplumsal kesimleri yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz. Milli, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen herkes bu çağrının muhatabıdır. Hep birlikte konuşup, tartışıp kararlaştırabiliriz. Ülkenin kırmızı çizgilerine uygun şekilde yaklaşabilelim yeter ki. Bunu başardığımızda tüm konuların üstesinden geleceğiz. Türkiye, milletin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye, toplumun gerisinde kalan değil; toplumun ufkunu açan anayasayı hak ediyor. Darbecilere karşı duran bu necip millet, demokrasiyi sivil anayasa ile taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor. Cumhuriyetin 100'üncü yılını yeni anayasa ile taçlandıralım. Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız. 'Türkiye Yüzyılı' anayasası çalışmaları için her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Diğer partilerden de aynı yaklaşımı bekliyoruz" dedi.
'ŞEHİRLERİMİZİN YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARI SÜRATLE İLERLİYOR'
Ardından deprem bölgesinde yapılan çalışmalara değinen Erdoğan, "11 şehrimizdeki 14 milyon insanı etkileyen, 50 bin can kaybına yol açan deprem, yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden biridir. Böylesine büyük alanda, bu kadar çok insanı etkileyen afet karşısında bu derece hızlı toparlanıp, önce arama-kurtarma ardından acil yardım ve barınma hizmeti sağlayan başka bir devlet örneği yoktur. Kimi aksaklıklar olmuştur. Buna rağmen elbette kimi aksaklıklar, eksiklikler, gecikmeler olmuştur, belki hala da vardır. Ancak milletimizin bu felaket karşısında gösterdiği birlik, beraberlik ve dayanışma asırlar boyunca hayırla yad edilecek, tüm insanlığa örnek gösterilecektir. Devlet olarak imkanlarımızın tamamını bölgenin ihyasına sevk etmiş durumdayız. Depremzede vatandaşlarımızın iaşe ve ibate hizmetleri, sistematik bir şekilde sağlanmaktadır. Bölgede kurulan 186 bin konteynerde 600 bine yakın vatandaşımız barınıyor. Yaklaşık 327 bin hanedeki 1,3 milyon vatandaşımızın yararlandığı kira yardımı ve diğer yöntemlerin devreye alınmasıyla açıkta kimse kalmadı. Şehirlerimizin yeniden inşa çalışmaları süratle ilerliyor. Yapımına fiilen başladığımız konut sayısı 200 bini, yerinde dönüşüm için başvuranların sayısı ise 212 bini geçti" diye konuştu.
'TERÖR MESELESİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE ÇÖZDÜK'
Erdoğan, bu sabah Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yönelik bombalı eylem ile ilgili de "Ülkemize 40 yıldır çok ağır insani ve ekonomik bedeller ödeten bölücü terör meselesini, sınırlarımız içinde büyük ölçüde çözdük. Terör örgütünün siyaseti yönlendirmesine ve ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemesine müsaade etmeyeceğiz. Bu sabah emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde 2 caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Olaya müdahale esnasında yaralanan polislerimize Allah'tan acil şifalar diliyor, Ankaralı kardeşlerimize geçmiş olsun temennilerimi iletiyorum. Güney sınırlarımızın tamamını en az 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle koruma, onun ötesindeki faaliyetleri de mutlak denetim altında tutma stratejimiz bakidir" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylül ayının ilk haftasında açıkladıkları Orta Vadeli Program'da (OVP) önceliklerinin başında deprem bölgesindeki yaraların sarılmasının yer aldığını belirterek, "Depremin ülkemize toplam maliyetinin 105 milyar doları bulacağı hesaplanıyor. Böyle bir meblağ gelişmiş ülkeler dahil tüm ekonomiler için çok büyük bir yüktür. Üstelik Türkiye diğer alanlarla birlikte ekonomide de ciddi mücadeleler yürüten bir ülkedir. Ülkemize yönelik her saldırının bir tarafında ekonomik hesaplar bulunuyor. Buna bir de Covid-19 salgınının ve kuzeyimizdeki savaşın yol açtığı krizlerin ekonomik sonuçları eklenince şartlar ülkemiz için daha da zorlaşmıştır. Biliyorsunuz; dünyanın kendi içine kapandığı küresel sağlık krizinde önceliğimizi istihdama ve üretime vererek, farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Hamdolsun bu sayede salgın krizini en az hasarla atlattık. Rusya-Ukrayna savaşının küresel ekonominin dengelerini bozan sonuçları her geçen gün farklı bir yönüyle tezahür ediyor. Dünya genelinde enflasyon oranları, son 60-70 yılın en yüksek seviyelerini ulaştı. Gıdadan enerjiye, ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor" dedi.
'NE GEREKİYORSA YAPMAKTA KARARLIYIZ'
Erdoğan, gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimsenin önünü net bir şekilde göremediğini ifade ederek, "Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz. Seçimlerin ardından hem mevcut küresel ekonomik görünümü hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız; bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek, en büyük kazançla çıkarmaktır. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimiz, ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Asırlık hayalimiz 'Türkiye Yüzyılı'nı diğer alanlardaki hedeflerimizle birlikte gerçekleştirmeden durmayacağız, duraksamayacağız. Küresel ekonominin geleceğine ilişkin endişelerin arttığı bir dönemde, sadece umudumuzu korumakla kalmıyor; istihdamdan ihracata her başlıkta artan tempomuzla iddialarımızı somut çıktılara dönüştürüyoruz. Türk ekonomisinin başarısının hepimizin hayat kalitesini yükselten, aksi durumun ise hepimize bedel ödeten bir tablo ortaya çıkardığını asla unutmamalıyız" diye konuştu.
'TERÖRLE MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ'
Ekonominin ruhunu oluşturan güven ve istikrar iklimini bozacak her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durulması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Ülkemizi, küresel ekonominin içinden geçtiği şu fırtınalı atmosferden yara almadan sahil-i selamete ulaştırmak, siyasetçiler olarak hepimizin milletimize karşı ortak mesuliyetidir. Yasama organı Meclisimizin bu konuda göstereceği hassasiyet, yürütme olarak bizim en büyük moral kaynağımız ve desteğimiz olacaktır. Benzer bir dayanışmaya terörle mücadele konusunda da ihtiyacımız olduğunu hatırlatmak isterim. Bu çerçevede son yıllarda elde ettiğimiz tarihi siyasi ve askeri başarıları, yeni kazanımlarla daha da ileriye taşımak için hazırlıklarımızı yapıyoruz. İçeride veya dışarıda son terörist de bertaraf edilene kadar, mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Atacağımız yeni adımlar sadece hazırlık, zaman ve ortam meselesidir. Bunun için 'Bir gece ansızın gelebiliriz' sözü; 'kulaklardan hiç eksik olmasın' diyoruz" ifadelerini kullandı.
'FETÖ BİR DAHA DİRİLEMEYECEK'
FETÖ'yle mücadeleye de değinen Erdoğan, "FETÖ ihanet şebekesinin, bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı 'Yıkılmadık, ayaktayız' havası, bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Açık ve net konuşuyorum; bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir. Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin verecektir. Operasyonlarımız neticesinde adeta can çekişen terör örgütlerine, siyasi hesaplarla moral aşılamanın vebali çok ağır olacaktır. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kastedenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. Kültür-sanat gibi insanı yücelten ortak değerlerin, insanlık ve demokrasi düşmanlarının istismar alanı haline dönüşmesine, sorumluluk makamında olan bizlerin karşı çıkması hayati öneme sahiptir. Bunu her şeyden ve her türlü siyasi kaygıdan öte 15 Temmuz gecesi çıplak elleriyle tankları durduran kahramanlara minnet borcumuz olarak görmemiz gerektiğine inanıyorum" dedi.
'AB'NİN TARAFGİR TUTUMUNDA BİR DEĞİŞİKLİK OLMADI'
Dış politikaya daima çok önem verdiklerini belirten Erdoğan, "Kimi zaman yaptığımız fedakarlıkların, verdiğimiz emeklerin karşılığını alamadığımız durumlar elbette oldu. Mesela Avrupa Birliği'yle ilişkilerimiz bunlardan biridir. Avrupa Birliği'ne verdiğimiz her sözü tuttuk. Ancak onlar bize verdikleri sözlerin neredeyse hiçbirini yerine getirmediler. Yönetimler değişse de Avrupa Birliği'nin ülkemize yönelik adaletsiz ve ahde vefa ilkesiyle bağdaşmayan tarafgir tutumunda bir değişiklik olmadı. Kağıt üzerinde ortaya koydukları ilkeleri, kuralları, süreçleri hiçe sayan bir yaklaşımla ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yapıyorlar. Türkiye olarak 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği'nden herhangi bir beklentimiz yok. Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse, kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler. Eğer artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa, işin o tarafı da kendi bilecekleri iştir. Demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterleri'ni gerekirse Ankara Kriterleri yapar, yine yolumuza devam ederiz. Son 21 yılda hak ve özgürlükler konusunda hayata geçirdiğimiz, 'sessiz devrim' olarak nitelenen tüm reformları, birileri istediği için değil; milletimiz en iyisine, en ilerisine layık olduğu için yaptık. Avrupa Birliği'ne rağmen sabırla bugünlere getirdiğimiz tam üyelik sürecinde yeni dayatmalara, yeni şartlara tahammülümüz kalmadığını burada tekrar ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
'TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI BEYHUDE YERE HEVESLENMESİN'
Avrupa Konseyi'nin bir kurumu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği son kararların adeta bardağı taşıran damla olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler. Maşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ'cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Türkiye, bu ihanet çetesiyle mücadelesinden milim geri adım atmayacak, herhangi bir tavize, eskiye dönüşe müsaade etmeyecektir. Bir kez ihanet eden, unutmayın her zaman ihanet eder. Milletimiz bir defa ısırıldığı delikten ikinci kez ısırılmayacak kadar basiret ve feraset sahibidir. Bununla birlikte, karşımızdaki tablo, Avrupa'daki muhataplarımızın Türkiye'nin istiklali ve istikbali uğrunda ödediği bedellere en küçük bir saygılarının kalmadığının işaretidir. Bazı ülkelerin etkisi altında kalarak yetkilerini aşan, Türkiye'nin egemenlik haklarını hiçe sayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, sistemin kurucu üyesi İngiltere bile tahammül edememiştir. Bizim de terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir" dedi.
EMEKLİ MAAŞLARINA ZAM SORUSU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis'ten çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, İsveç'in NATO'ya üyeliğine ilişkin sürecin nasıl işleyeceğiyle ilgili soruya, "Takip edeceğiz" diye yanıt verdi. Erdoğan, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yönelik bombalı terör eylemiyle ilgili de, "İçişleri Bakanlığımız görevini yapıyor" dedi. Emekli maaşlarına yönelik düzenlemenin ne zaman Meclis'e geleceğine ilişkin soruya da yanıt veren Erdoğan, "Vedat Bey gereken tüm açıklamaları yaptı" dedi. Erdoğan, yılbaşından önce emekli maaşlarına bir zam olup olmayacağına ilişkin soruya da, "İnşallah" diyerek yanıt verdi.