Zirvenin ikinci günündeki oturuma katılan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Gençlerimizin ve katılımcılarımızın heyecanını gördük. Gençler hem ülkemiz için hem insanlık için geleceğimiz. Gençler yapay zeka odaklı ve bugünün daha da önemlisi geleceğin sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyorlar. O yüzden hepsini tebrik ediyorum. Bu gerçekten ülkemiz için en önemli gücümüz ve insan kaynağımız. Önemli bir kısmın arkasında hep bir şekilde, TÜBİTAK'la buluşma noktası var. Bizim bireysel genç girişimci programımız kurulmuş ve ilerliyorlar. Bir kısmı yatırım almış, bir kısmı yatırım turunun ikinci, üçüncü açmasında. Bir kısmı yurt içinde, bir kısmı da yurt dışında. Ama hepsi heyecanlı. Bu gerçekten yine bir kazanım. Girişim fikri olan arkadaşlarımıza daha kolay ulaşılabilir olmak için, TÜBİTAK odaklı, fon bulma noktasında, projesini hazırlayabilmesi ve fikir oluşturabilme noktasında katkı vermeye yönelik bir arayüz çözümümüz var. TÜBİTAK destekli Chat-GPT sistemimiz diyebiliriz. Bunun daha da büyüyeceğini düşünüyorum ama en azından bu anlamda kullanıcılarımızı bu hafta sonu açmayı planlıyoruz” diye konuştu.
“BİR ARAYÜZ OLUŞTURACAĞIZ VE BİR ÇÖZÜM ORTAĞI OLACAĞIZ”
Girişimci gençlerin daha hızlı ilerleyişlerine ve öğrenmelerine, bir taraftan da iyi bir proje hazırlayabilmelerine katkı sağlayacaklarını söyleyen Prof. Dr. Mandal, “Yani özetle TÜBİTAK’ın, geliştirdiği Türkçe büyük dil modeli ile oluşturulmuş bir sohbet botu. Türkçe dil modeli üzerine geliştirme yapıyoruz diye geçen hafta duyurmuştuk. Onun uygulama noktalarından bir tanesini de en azından kendi sistemimizde, TÜBİTAK'ın sanayi ve girişimci destek programlarında buluşturmaya çalışacağız. Dikkatli, temkinli ilerlemeye çalışıyoruz. Bazen aşırı bir beklenti oluşturabiliyorsunuz. Biz, girişimcilerimizi tanıyoruz. Onların ihtiyacının nerelerde olacağını düşünüyoruz. Elimizde ne kadar kendi veri tabanımızdaki bilgi varsa o bilgilerden oluşturulmuş ve çözüm oluşma noktasında bir kaynak oluşturacağız. Bir arayüz oluşturacağız ve çözüm ortağı olacağız” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK olarak Türkiye’nin ve insanlığın ihtiyacı neyse ona çözüm oluşturmadaki en önemli araçlardan birisini yapay zeka olarak gördüklerini vurgulayan Prof. Dr. Mandal, şöyle konuştu:
“TÜBİTAK’ın bilgi üretme, teknoloji geliştirme ve ürün geliştirme noktasındaki arayüzlerimiz bizim desteklerimiz, çeşitli destek programlarımız vasıtasıyla sunuluyor. Bunları daha da çeşitlendirmeye ve kıymetlendirmeye devam edeceğiz. Özellikle de yapay zeka odaklı baktığımız zaman bizim program koduyla ifade ettiğimiz 1711 yapay zeka ekosistem çağrımız tam bu amaca yönelik. Bir tarafta ihtiyaç makamı var, ihtiyaç noktası var. Büyük bir firma veya KOBİ olabilir diye düşünüyoruz. Hem elindeki veriyi kıymetlendirilecek şekilde kullandırmaya yönelik olacak hem de buna çözüm oluşturma noktasında üniversite daha derin teknolojiler ile derinlemesine çalışabilecek.”
“TÜBİTAK'A DÜŞEN GÖREV YAPAY ZEKA VASITASIYLA VERİYİ ANONİMLEŞTİRMEK”
Teknolojiyi, yani algoritmayı uygulamaya dönüştürecek olan bir KOBİ olacağını belirten TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Yani üçünü bir araya getirdiğimiz bir uygulama. İhtiyaç noktasında ihtiyacı olan firmanın verisini kullandırmaya yönelik olacak. Diğer tarafta, çözüm oluşma noktasında üniversite ve bir start-up'ın bir KOBİ’yi bir araya getirdiğimiz yapay zeka ekosistem çağrısıyla iklimde, sağlıkta, eğitimde, üretimde, tarımda yürüttüğümüz projeler var, daha doğrusu platformlar var. Biz bunların şu an faydasını görüyoruz. TÜBİTAK'a düşen görev de yapay zeka vasıtasıyla, bu verinin anonimleştirilmesi, çünkü elinizdeki en büyük güç veri ama aynı zamanda da güvenli olmalı. Siz bir firmaysanız, o firma olarak elinizdeki bilgiyi açmakta tereddüdünüz var. Çünkü açtığınız zaman risk boyutu malum. O yüzden de TÜBİTAK burada güvenilir bir arayüz. Yani TÜBİTAK'ın yapay zekası, bu arayüz olarak hem ilgili çözüme ihtiyacı olanla çözüm oluşturabilecek olan kurumları bir araya getiriyor. Aynı zamanda o verinin güvenliğini sağlıyor. Aynı zamanda da ileriye yönelik de yeni çözümler oluşturabilmesi için de bu veriyi anonimleştiriyor. Yani o anlamda TÜBİTAK’ın hem finansal destek oluşturma noktasında hem de bir arayüzü olarak, kolaylaştırıcı bir ekosistem oluşturma noktasında görevi olan bir kurumumuz. Bu çabası artarak devam edecek. Yani TÜBİTAK özellikle yapay zeka alanında, sadece parayı veren değil, aynı zamanda oyun oluşturma noktasında, oyunun ekosisteminin kurgulanması ve kolaylaştırılması noktasında da katkı veren bir kurum olmaya devam edecek” şeklinde konuştu.
JACOBS: YAPAY ZEKA İLE GENÇLERİ GELECEĞE HAZIRLAMALIYIZ
Bu etkinlikte olduğu için çok mutlu olduğunu belirten Dünya Sanat ve Bilim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Garry Jacobs, “Çok güzel bir atmosfer var. Çok güzel bir etkinlik oluyor. Ben de Güney Hindistan’dan geldim. Etkinlik yapay zekanın birçok alanını kapsıyor. Doğru sorular soruluyor ve kapsamlı bir etkinlik oluyor. Gelecek çok çabuk değişiyor ve gençliği hazırlamamız gerekiyor. Tüm dünya üzerindeki kampüslerde bunun gerçekleştirilmesi gerekiyor. Eğer gençliği üniversiteye hazırlamak istiyorsak olduğumuz yerde sayamayız. Gençleri geleceğe hazırlamalıyız. Yapay zekanın bilim üzerinde etkileri ise yeni ilaçlar ve yeni tedaviler bulabilmek, yiyecek endüstrisini geliştirebilmek. Sanat yaratıcılığımızı artırıyor. Çünkü sosyal alanlarda çok vakit harcıyoruz ama yapay zeka sayesinde daha sade yatırımlar yapabiliyoruz” dedi.
“YAPAY ZEKA İLE KENDİMİZİ NASIL DAHA İYİ BİR HALE GETİRECEĞİMİZE BAKMALIYIZ”
Yapay zeka ile bir sanatçının zihninde kurduğu her şeyi yaratmasının mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Jacobs, “Bilim ve sanatı yapay zeka ile kullanarak hem zamandan hem de mekandan tasarruf sağlayabiliriz. Çok daha yaratıcı olabiliriz, bir şeyleri yazıp çizmektense yaratıcı tarafımızı daha çok ön plana çıkarabiliriz. Yapay zeka iyiye de kötüye de kullanılabilir. Bunun kararını biz veriyoruz. Bir kibriti yangın çıkarmak için de ocak yakmak için de kullanabiliriz. Bu yüzden hem yararları hem zararları da var. Yapay zekayı gençlerimizi geleceğe hazırlamak için kullanırsak daha iyi olur. Geçmişe değil geleceğe yönelmeliyiz. Geleceği hedeflerken, anahtar yapay zeka değil insan. Bunu nasıl avantaja çevireceğimiz önemli. Yapay zekanın bizim yerimizi alacağını düşünerek bunun anksiyetesine girersek yanlış yaparız. Yapay zeka dünya çapında bir eğitim ağı oluşturabilir. Biz buna odaklanmalıyız. Sonuç olarak yapay zekanın bizim yerimizi almasını değil, onu kullanarak kendimizi nasıl daha iyi bir hale getireceğimize bakmalıyız” diye konuştu.
